elon musk

  • ilk başta ben de pr demiştim hatta yüzde yüz emindim.
    sonra şunu farkettim;

    2012'den beri instagramda ve toplam 140 fotoğraf paylaşmış.
    bu fotoğrafların arasında kendi işi veya 1-2 tane "balkabağı" vs. dışında tek fotoğraf yok. yani onlarca ülke liderini ziyaret etmiştir, yüzlerce toplantı yapmıştır ve gittiği yerlerde allah bilir ne tür değerler vardır ama bir tanesinde bile en ufak paylaşım yapmamış.

    buna twitter da dahil.

    ama bu 140 fotoğraf içinden ilk kez kendi işi ve günlük hayatı dışında bunu paylaşıyor.
    hem de bir kez de değil, iki kez.

    bana ilginç geldi. sanırım cidden daha önce atatürk ile ilgili bir şeyler okuyarak gelmiş, düşündüğümüz gibi bir danışman yönlendirmesinin ötesinde.

  • yine komplo teorisyenleri ameriganın oyunları bunlarcılar konuşmaya başlamış amk. oğlum bu kadar zeki olmayın lan zekadan öleceksiniz valla. adam ziyaret ettiği ülkenin kurucusunu ziyaret ediyor bu kadar. sen hindistan'a gitsen nezaketen gandhi'nin mezarını ziyaret etmez misin eğer varsa? herkes sizin gibi çıkarcı olmayabilir oğlum bi de böyle düşünün. elon musk'ı savunduğum yok olabilir de olmayabilir de ama şu ameriganın oyunları lafları baydı artık. klişe olduğu kabul edilmesine rağmen ısrarla kullanıyorsunuz şu komplo teorilerinizi.

  • şu adam üzerinden bile klasik solcu eleştirileri üretilmiş, tebrik ediyorum.

    parasını yatırdığı teknolojinin fakirlere faydası yokmuş, doğrudur. ancak doğru olan bir şey daha var; bu dünya fakirlerden oluşmuyor. hayır ne yapsaydı herif bizim çomar zenginler gibi inşaat işlerine mi gömseydi parasını? ali ağaoğlu abd şubesi mi olsaydı? ferrari, portakal soslu pekin ördeği ve hatta muz da fakirlere hitap etmiyor mesela. bunları da yok mu edelim?

    insanlar arasında sınıf farkı olmaması savunuluyor, tamamen saçmalık. eşit değiliz, olmadık ve asla olmayacağız. ben her gün kendimi geliştirebilmek için götümü yırtıyorsam elbette bütün gün kahvede yanık oynayan heriften daha iyi yaşayacağım. benim yaptığım iş dünyayı değiştiriyorsa tabii ki tek yaptığı şey bütün gün çay içmek olan vasıfsız memurdan daha çok kazanacağım. doğal olarak bu teknoloji bana hitap edecek, bütün gün götünü yayan sığıra değil.

    ben daha zekiysem ve topluma daha çok faydam oluyorsa tabii ki daha iyi yaşamalıyım. doğarken eşit değiliz bir kere, neden topluma faydası olmayan insanla olan insan eşit şartlarda yaşasın ki? laflarım çarpıtılmasın, adalet herkese eşit dağıtılmalı ben ondan bahsetmiyorum. benim bahsettiğim şey yaşam standartları.

    artık solcu terminolojisi görünce kendimi tutamayıp gülmeye başlıyorum. gelir şimdi birisi içinde “üretim araçları” olan salak bir cümle kurup gider. bu dünya kapitalist, bu düzen insan yapısına en uygun olanı, bunu artık kabul edin ve buna göre yaşayın.

    kapitalist olmak demek başkasının köleliğini yapmak demek değil bu arada. onu da bilin.

  • "ben de mühendisim doktor, mühendis, mimar dışında kadınla birlikte olmam" denmis.. ev mi yaptircan kariya, proje mi cizdircen?.. mal misin birader?

    amber heard gibi bir hatunla beraber olmamanin sebebi senin secmemen degil, o kadar paran ve tipin olmamasi.

    konu bundan ibaret.

  • trump'ın danışmanı olmuş.

    edit: adamların sağı bile vizyonlu. hayaller elon musk gerçekler yiğit bulut..

  • politik dogruculukla elon musk'i "cok da onemli biri degil yeaa" diye gostermeye calisanlar bitmiyor, durdurulamiyorlar. sevmiyorsan sevmiyorsun. adamin yaptigi ise saygi duymuyorsan yine tamam ama sacma sapan sekilde biyik altindan "bunu sevenler ergen" diyebilme sinsiligi nedir yahu?

    adamin yazdigina bakiyorsun bastan sona yanlis bir sey gorunmuyor ayri ayri okudugunda cumleleri. ama hepsini birlestirip okudugunda yani normalde oldugu gibi, bir niyet ve alt metin cikiyor karsina. yeni moda elestirmenlik boyle bir sey. futbol cahili futbol yazarlarinin yaptigi gibi bir sey yani. 5 milyar dolar devlet yardimi aliyor diyor ama abd cikisli diger tum otomobil ve uzay sanayi sirketlerinin de ayni sekilde yardim aldigini soylemiyor. bilimi paketleyip servis ediyor diyor da inovasyonun zaten bu demek oldugunu soylemiyor. genc dimaglara hitap eden dukkan sahibi diyor ama hedef kitlenin bu konulari merak edip arastirmasina katkida bulundugunu da ustune eklemiyor.

    en sinsi elestiridir bu. politik dogruculukla "etliye sutluye karismadan" alttan alta gecirmek. geciniz.

    dunyanin en iyi adami falan degil elon musk ancak su anda hayal satmasina ragmen bu hayallere de ulasabilecegini gostermeye calisiyor. sosyal olarak da garip bir adam. kafasinin icinde donen tilkileri sesli dusunerek disariya yansitangillerden.

  • vizyonu şahane ama sunum konusunda inanılmaz başarısız bir adam. öğrenci değişim programı ile ingilltereye gitmiş hintli gibi kıvranıyor sahnede. o kıvrandıkça ben kasılıyorum. milyar dolarlık adam çocuk gibi takıla takıla konuşuyor üstelik kendi dili konuştuğu da.

    öte yandan mars sunumu sonrası sorulan sorular yeniden gösteriyor ki amerikan halkı da az mal değil. adam o sorulardan sonra kimin için kasıyoruz lan bu kadar dese yeri. herif marsta nereye sıçacağız diye soru soruyor, öteki iş mülakatında gibi kendini övüyor.

    türklerle amerikalılar çok açıdan benziyor dikkat ettiyseniz. belki yeri değil ama bir süredir bu benzerliklere denk geldikçe bir yere not ediyorum bir kısmını buraya da yazayım olsun bitsin. bir kere katolik inanç sahibi cemaatler ritüel kısımları hariç inanılmaz benziyor bizdeki cemaat yapısına. bir liderin bir şekilde bizimle yaratıcı arasında bir iletken görevi gördüğü yapı amerikada da çok güçlü. belki denk gelmişsinizdir filmlerde falan stadyumlarda din şovu yapıp insanları iyileştiren falan dingillere. hatta bu konuda darren brown tarafından hazırlanan güzel bir program bile vardı ilgilenenler için buraya koyayım. programda darren sıradan bir vatandaştan insanları iyileştiren bir sahte rahip üretmeye çalışıyor.

    bir başka benzerlik de bağnaz amerikalılıların bilimsel gerçeklere karşı tavrı. bugün türkiyedeki evrim karşıtı hareketin tamamı, evet tamamı amerikadan ithal. özellikle ken ham denilen evrim karşıtı kamilin yoğun çabasıyla oluşturduğu safsataları türkçeye çevirip kendi kitapları gibi yayınlayan organizasyonlar var türkiyede. gerçi ken ham da görüşlerini zamanla tür içi evrim vardır türden türe dönüşüm yoktur seviyesine güncelledi ama bizdekilerin o vizyona erişmesi için birkaç on yıl daha lazım. bir de bizdeki evrim karşıtları henüz dünyanın yaşı ve fosilleşme ile ilgili pek konuşmuyorlar. ken ham'ın son dönem yazdıklarını okuyarak nuhn gemisi ve büyük tufan görüşlerini türkçeleştirmelerini öneririm. yine salakça olacak ama en azından bir hikayeleri olur bu konularda. ken ham ve bill nye arasında yapılan halka açık tartışma için buraya tıklayabilirsiniz. bu arada bu ken ham'ın özel okulunda öğrencilere empoze ettiği eğitimin detayları ortaya çıkınca okul öğrencisizlikten kapandı geçen sene. herif okullarda çocuklara tanrı dinozorları kaçıncı gün yaratmıştır? fosilleşmenin sebebi nedir? (teste göre doğru cevap büyük tufan) size dünya milyar yıldır var denildiğinde ne diyeceksiniz? (teste göre doğru cevap "orada mıydın?") gibi sorular sorup kendine göre doğru cevapları ezberletiyor. ortaya çıkan o test de şurada.

    amerikada evrim karşıtı görüş şu an için evrim geçirerek görmediğiniz hiçbir şey yaşanmamıştır seviyesine geldi. bizim o konuda da yolumuz var.

    konu dağıldı gitti ama bağlamak istediğim nokta şu ki arada kıta olmasına rağmen bizim amerikaya halk cehaleti yönünden benzememiz bence enteresan. asyada da avrupada da bu tarz zihin felci aynı mekanizma ile işlemiyor. amerikan cahilini bizim cahilimizden ayıran nokta oradaki cahilin gelişmiş eleştiri ve ifade özgürlüğü nedeniyle itin götüne sokulması. amerikada türler değişmemiştir hep aynıdır diyen adam kendi kitlesi dışındaki herkes tarafından maymun ediliyor. götünde şamdanla karikatürleri basılıyor gazetelere. kendi kilisiesini kurmuş yeni çağ katoliklenin karşısına dikilip siz malın bayraktarısınız diye eylem koyuyor kafası çalışan insanlar. kimse eleştiri yaptığı için boğazı kesilerek öldürülme korkusu yaşamıyor.

    elon musk'a mars sunumundan sonra salakça soru soran biri olduğunda kitleden bir başkası salaklığını hissettirecek şekilde tepki verebiliyor. eleştiri yapabilme refleksi amerikayı şimdilik yerleşmiş toplumsal cehaletten koruyor. ve bizim bu kalkanımız yok maalesef

    ülkemin aydınını cahil izdihamından koruyacak bir mekanizma eksik. 80 milyon nüfuslu türkiyenin safsataya ve yalana savaş açan şüpheci organizasyonları bir elin parmakları kadar az. insanlar gerçeği söylemekten çekiniyorlar, salaklığı eleştirmekten korkuyorlar. yalanın çok olması korkulması gereken bir konu değil ama yalanın yalan olduğunu söyleyebilecek insanların endişelerinden ötürü susmayı seçmesi çok tehlikeli.

    o nedenle beni okuyanlara tavsiyem halihazırda kurulu olan sorgulama ve bilim temelli sivil girişimlere destek olmaları ve kendi ilgi alanlarında bilimsel düşünceyi şüpheciliği yayan organizasyonları oluşturmaları. gerçek de yalanlar kadar bulaşıcıdır. tek yapmamız gereken onları görünür kılmak.

    kozmik anafor, evrim ağacı, yalan savar, bilimfili gibi siteleri takip edin. kendi sitelerinizi kurun. yalanlar kolayca söylenir ama gerçeği göstermek zahmetlidir. siz zahmetli olanı seçin.

  • paypal'ı kur ve sat,
    solarcity'i kur ve sat
    teslayı kur ilk elektrikli spor otomobili üret
    spacex'i kur, avrupa uzay araştırmaları enstitüsüne ve nasa'ya rakip ol. ilk landing yapan uzay roketini tasarla ve üret.
    ve bunların hepsinde başarılı ol.
    ve 44 yaşında yap bunların hepsini.

    dostum sen dünyaya inovasyon için gelmişsin. seni çılgın girişimci.